Biyolojik çeşitliliği korumak: İnsanın toprak ve su kaynaklarına olan baskısı, gen, bitki, hayvan, ekosistem ve peyzaj çeşitliliğinin hızla azalmasına neden olmaktadır. Bu tehdit potansiyel gıda kaynakları, ilaç ve endüstriyel hammadde temininin zorlaşmasına ve kıtlaşmasına yol açmaktadır. Biyosfer rezervleri araştırma, eğitim ve rekreasyonel faaliyetler açısından yeri başka bir şeyle doldurulamayacak derecede önemli alanlardır.
Konuyla ilgili İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık tarafından da biyosfer rezervi projesinin öönemine dikkat çekildi. Beğendik Köyü sınırları içerisinde EMBA Elektrik Üretim A.Ş. tarafından kurulması planlanan ‘Trakya Entegre Termik Santral Projesi’’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin başlatılması ile ilgili tepki gösteren Işık, ithal kömürle çalışması planlanan Termik Santral projesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘İmar Planlarında gerekli tadilat yapılmadan bölgeye Termik Santral yapılamayacağının’ belirtmesi sebebi ile askıya alınmasının ardından, bölgesinin Turizm Alanı ilan edilmesini, ayrıca Beğendik Köyü üzerinden Bulgaristan’a sınır kapısının açılarak bölgenin kültür ve turizm alanında geliştirilmesini arzu ettiklerini belirtti.
İğneada Longoz Milli Parkı’nın biyolojik çeşitliliğin korunması ve Doğal Kaynak Yönetimi Hakkında GEF-2 projesi Dünya Bankası fonundan hibe alınarak, yine Yıldız Dağları Biyosfer Projesi’nin ise 2008 de Avrupa Birliğinden destekle tamamlandığını belirten Tahir Işık, ‘Bu çalışmaların sonucunda bölgemizin sadece Milli Park olarak korunması değil, Biyosfer rezervi ilan edilerek, biyolojik çeşitliliğin korunmasının yanında ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki çatışmaların sürdürülebilir bir şekilde çözülmesi hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda bölgemizin Turizm Alanı olarak ilan edilmesini ve Bulgaristan ile sınır kapımızın Beğendik üzerinden açılması sureti ile komşumuz Bulgaristan ile turizm ve kültür alanında projeler geliştirerek işbirliğimizi ilerletme istiyoruz’ diye ifade etti.
Tahir Işık, Yıldız Dağları’nın halkın katılımı ve karar alma sürecinin bütün aşamalarında söz sahibi olarak yönetimde bulunması şartı ile “Biyosfer Rezervi” ilan edilmesinin bölgenin değerine olumlu katkı yapacağını, ancak bölgede toprak ve suyun korunmasının yanında, eko-turizm ve Bulgaristan kapısının açılması ile iş bulma olanaklarının artacağını ve gelecek kuşaklar için daha sağlıklı ve refah bir toplum oluşacağını belirtti.
Işık,‘Tarım faaliyetlerinin, kırsal alanların doğal ve kültürel mirasının korunmasına önemli katkıları var, bu bağlamda Turizm Bakanlığımızdan bölgemizin Turizm Alanı ilan edilip, eko turizmi teşvik etmesini bekliyoruz’ diye vurguladı. Özellikle köylerdeki mevcut yapıların iyileştirmesinin veya yeni yapıların mevcut dokunun iç düzenlemesi esas alınarak teşvik edilmesini gerektiğini belirten Tahir Işık, bu sayede nitelikli yatak kapasitesi oluşturulacağını anlattı. Eşsiz doğa’sının yanında bölgede bulunan mağaraların, fenerlerin, kalelerin, manastır, köprü ve değirmenlerin korunması ve restore edilmesinişn şart olduğunu belirten Işık, bölgenin gerek Istanbul’un günlük hayatından bunalanlar için, gerek Bulgaristan’ı eko-turizm amaçlı ziyaret eden Avrupa’lı turistler için vaz geçilmez olacağını düşündüklerini, bu bakımdan tüm bölge halkının desteği ile gerek Turizm Bakanlığı gerek Orman Bakanlığı nezdinde tüm girişimleri en kısa sürede yapacaklarının altını çizdi.